13. GÜN: Tarihte Bugün Ne Oldu?

Bugünkü blog yazımı, tüm gün düşündüm desem... Aychup! Project başlayalı, ilk defa oluyor böylesi. Kafamda birçok tilki, hangisini yazsam derken, aklıma 'tarihte bugün ne oldu ?' söylemi geldi ve baktım...

Siz de bakın önemli birçok olay olmuş; hatta 14 Mart 2003 senesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin 59. Hükümeti, Siirt Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan Başkanlığında kurulmuş.

Benim ilgimi çeken ''tarihte bugün ne oldu ?'' OLAYI ise;  şimdi açıklıyorum:

slide_239554_1245205_free

''14.03.2000'de Greenpeace, yıllardır çevre kirliliği konusunda mücadele ettiği uluslararası kuruluşlardan Shell petrol şirketine ortak olmuş.''

 

Beni yakından tanıyanlar, Greenpeace'le ilgili düşüncelerimi özellikle, sokaklarda anket yapan gönüllü, genç arkadaşlara yaklaşımlarımı iyi bilirler. Greenpeace sizce nasıl bir Çevre Örgütü? Hiç düşündünüz mü?

Yeşil Barış, senelerdir kendini, bildiğiniz Yeşil Hareketin öncüsü sanıyor. Aslında, şu konuda hak vermek gerekir, Greenpeace bir marka. Marka olmayı başarmış ki, herkes dünyada coca-cola'yı nasıl tanıyorsa, green peace deyince de, boş boş bakmıyor. Hemen, o köprülerden, kulelerden atlayan yeşil barış fedailerini hatırlıyor, yer geliyor, evrenimizi ve balinalarımızı kurtarmak için, mini minnacık kayıklarla, koca koca gemilerin önüne atlıyor bu kahraman siviller. Biliyor insanoğlu, yeşil barışın bir gün, dünyaya sonsuz barışı getireceğini :) Şaka değil yahu, adamlar, bu işte, tek guru... Bakınız, dünya kamuoyuna: ''Açıklıyoruz !'' diyorlar; ''dünyanın en çevreci teknoloji devlerini''. Bizim bu bahsi geçen kurumlar da, inanın bu listede yer alabilmek için   birbirleriyle yarışıyorlar:)

greenpeace_2011_rankings

Tüm bunları okurken birkaç soru işareti oluştu mu kafanızda? İşte benim için Greenpeace tam da, bu büyük soru işareti ve tabi ki o,  rasyonel olmayan cinsten!

Bugün metro çıkışı, çarşıda, pazarda, nerede olursanız olun; oldu ki karşınıza bir Greenpeace delikanlısı, gençkızı çıktı; lütfen biraz düşünüp sorun yahu! Bu ne iş diye...:) Sorun, bakalım onlar farkında mı, bu Greanpeace'in varoluşsal çelişkilerinden :)

Günün Filmi: Erin Brockovich

Günü Müziği: Little Boxes- Weeds Theme Song

Günün Özlü Sözü: ''It is the nature of all greatness not to be exact''. Edmund Burke

Günün Yemeği: Peynirli, Ispanaklı Omlet

1286972467_400Malzemeler: (1 kişi için)

1 Yumurta

Ispanak

Küçük mozarella (başka peynir çeşitleri de kullanılabilir

Tuz

Karabiber

Kırmızı Biber

1 tatlı Kaşığı zeytinyağı

Ben her türlü omlet çeşidini çok severim.. Bu akşam da canım şu sıralar çektiğinden güzel bir ıspanaklı omlet yapmayı planlıyorum. Yapılışı klasik bir omlet yapılışı ile aynı. Tüm malzemeleri karıştırıp tavada önce yağı kızdırıp, döküyoruz ve kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz. Granitür olarak roka ya da cherry domates önerilir.

 

12.GÜN: Rakı Sofrası

Raki-Sofrasi

Dün akşam yine beklenenden uzun oldu. Saat 03.30'u gösteriyordu aklım blogumda, benim gibi uyanık kalan arkadaşlarla tweetleşiyoruz, sohbet ediyoruz....tamam dedim bugünün konusu 'rakı sofrası'.

Efenim, genelde blogumda kendimden pek bahsetmiyorum ancak konu 'rakı sofrası' olunca biraz anlatmak gerek...

Bendeniz, malumunuz sofraları çok severim, lakin favori sofram 'rakı sofrası'dır. Arkadaşlarım, bu sofralardaki muhabbetime doyum olmadığını söylerler hep. Bu sofralar, öyle sofralardır ki bir iki saat sürmez demlenmesi, 4-5 saatte muhabbet yerine oturur. Dertler anlatılır, dertler dinlenilir... Uygun ortam olsa haftada bir yapılır. Ama ben bu sofraları ve rakıyı toplu tüketmeyi sevenlerdenim, yalnız başına içmeyi hiç mi hiç sevmem. Özellikle rakı dendi mi, mezesi, muhabbet olduğundan en az iki kişi gerekir içmeye...

Rakı sofralarının ve o güzel muhabetin yanına olmazsa olmazım Türk Sanat Müziği ve özellikle Zeki Müren ve Müzeyyen Senar'dır. Ayıptır söylemesi, kendimde güzel söylerim, hele efkarlıysam bir de şarkı söyleme kafasına geldiysem, patlatırım 'Huysuz ve Tatlı Kadın'ı :). Hızımı alamazsam arkadan gelir: 'Sevmekten Kim Usanır'.

Demem o ki;  ben,  Rakı Sofrası'ndan ve bunca senedir bu sofralarda karşımda oturan dostlarımdan asla vazgeçmem! :)

Günün Müziği: Kimseye Etmem Şikayet- Müzeyyen Senar

Günün Sözü: Love is an exploding cigar we willingly smoke.  Lynda Barry

Günü Filmi: İstanbul Kanatlarımın Altında

Bugün rakımızın yanına meze yapalım. Ama yapmadan önce tecrübeyle sabit olan bir durumu paylaşayım. Bu rakı sofrası dediğimiz şey acaip kalorili. Düşünün 4-5 saat boyunca durmadan az da olsa yemek yiyip bir yandan da rakı içiyorsunuz. Tavsiyemiz, kızartma bazlı mezelerden uzak durup sebze ve balık ağırlıklı olanları tercih etmeniz, ve son olarak tabi ki her zamankinden daha az yemeniz ve içmeniz gerekiyor.

Günün Yemeği: ÇERKEZ TAVUĞU

634326136949740718cerkestavuguMalzemeler:

2-3 parça tavuk

Sarmısak

50 gr ceviz

Tuz, Pul Biber

Bayat Ekmek

Yapılışı çok kolay. Tavukları haşlıyoruz daha sonra soğumaya bırakıp kemiklerinden ayırıyoruz. Haşlama suyumuzda bayat ekmeklerimizi ıslatıyoruz. Mutfak robotumuza, bayat ekmekleri ve diğer malzemeleri koyup karıştırıyoruz. Daha önce didklediğimiz tavuklarımıza bu karışımı ekliyoruz.

10.GÜN: ZAMAN TAKSİMATI HAKKINDA

time_management

Projemizde çift basamakları günlere başlamış bulunuyoruz. Şampanya patlatmak için daha erken mi? :)

Bugün sizlerle 'zaman yönetimi', 'time management' konusunu biraz irdeleyelim derim.

İsyanım var dostlar! Şöyle bomba bir girizgah yapayım da dikkati çekeyim dedim.... Lafta değil benimkisi; bildiğiniz isyanlardayım.

Birçoklarınız şirket toplantılarında, hizmet içi eğitimlerde, gazetelerin İK sayfalarında duymuşsunuzdur; zaman yönetimi kavramını. Duymanlar için basitçe anlatmak gerekirse;

Günlük yapılacaklar listeniz, iş için ayrılan sürenizle örtüşmüyorsa; bilin ki sizin bir zaman taksimatı probleminiz var. Şimdi böyle söyleyince, bir anda panik yapmayın. Biliyorsunuz, ''problemi bilmek ve tanı koymak, çözümün büyük kısmını oluşturur''. (Aychup! Felsefesi Madde 4)

Tamam tanıyı koyduk çözüme gelelim derseniz ben kendi durumumu anlatmak zorunda kalacağım.

Sizlerden farklı olarak ben 'zaman yönetimi' konusunda çuvallamaya başlayı çok oluyor. Önceleri kendimi avuturdum, işler yoğun, ya da iş bölünüyor, zamandan çalınıyor v.s diye. Ama bakınız; bu durum bırakın iyiye gitmeye her geçen gün daha kötüye gidiyor. Önlem almasına aldım; görüşmelerin sıralanması, randevulu ziyaretler, günlük ve haftalık iş planları derken, probleme çözüm için iyi kafa patlattım. Sonuç elde var sıfır; halen zaman taksimatı problemim var ve bu problem düşündüğümden daha fazla insan kaynaklı. 'Şu anda müsait değilim' kavramının nesi anlaşılmaz. İnsanlar böyle bir cümle söylendiğinde neden egoistçe anlamamazlığa gelip sizi meşgul ediyorlar. Birçoğumuz işlerimizi organize etsek de, karşımızda muhatap olduklarımızı da aynı ortama dahil edemiyoruz ne de olsa insan idaresi bambaşka bir konu. Özellikle, hiç tanımadığınız insanları idare etme konusu başka bir bölümde incelenebilir.

Günün Müziği: Fritz Kalkbrenner - Grove Bu moda bu müzik gider gibi. Kalkbrenner ailesini ailecek beğeniyoruz :)

Günün filmi: Spike Jonze'un Adaptation'ı (İzlemeyene aşkolsun!)

Günün özlü sözü yerine Aychup! Felsefesi madde 4'le yetinebiliriz şimdilik.

thinking1

Günün yemeği: Tavuklu Nohut Yemeği

1281962520_3193194

 

Bir süredir canım nasıl nohut çekiyor anlatamam hem de tavuklu nohut. Daha yapmaya fırsat olmadı ama bu hafta kesin yapacağım.

Malzemeler:

1-2 bardak haşlanmış nohut

2-3  az haşlanmış tavuk butu

domates, bibe salçası

soğan

sarmısak

zeytinyağı

Tuz, karabiber

Gelelim hazırlanışına: Ateşe tenceremizi koyuyoruz, çok az zeytinyağı ekliyoruz, bir yemek kaşığını geçmesin lütfen! Soğan ve sarmısağımız öldürüyoruz ateşte. Üzerine etimizi parçalayarak ekliyoruz, karıştırıyoruz. Ardından haşlanmış nohutlarımız geliyor. Bir bardak kadar suyu  ısıtıyoruz, domates- biber salçası karışımımızı içinde eritip tencereye boşaltıyoruz. İsteğe göre tuz karabiber, acı biber eklenip kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz.

 

 

9.GÜN: VE OSCAR KİME GİDİYOR?

20130310-163033.jpg

Bu haftasonunu Oscar filmlerine ayırdım. Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde, oscar akademi ödülleri dağıtıldı. Bu seneki filmleri, Django! dışında görme fırsatım olmamıştı. Tarantino hayranı olduğumdan, Oscar'a adaylığını bırakın, Di Caprio'nun oyunculuğu için sabırsızlıkla bekliyordum bu filmi. Halen Tarantino'nun ilk çalışmalarının hayranı olsam da iyi bir film olduğunu kabul etmeliyim.

Ödül alan filmlere gelirsek, Argo'yu çok beğendim. Ancak nedeni senaryosu, kurgusu ya da oyunculuğu değil. Bence son dönem yapılmış çok iyi bir aksiyon filmi oluşunda. Konusu özgün. Ne de olsa gerçek bir hikayeden, tarihteki önemli bir olaydan esinleniliyor. Ama en iyi film olma konusunda şüphelerim mevcut.

Lincoln'a gelirsek yine merak ettiğim bir filmdi. Daniel Day Lewis'i herkes gibi çok başarılı buldum. Filmi sinematografik özelliklerinden çok özellikle siyasi tarih ve lobicilik üzerine çalışanlara kesinlikle tavsiye edebilirim. Yasamada lobiciliğin neden batılı devletlerde bu kadar ileri olduğu çok güzel bir şekilde gözler önüne seriliyor.

Silver Linings Playbook ise benim bu seneki favorim. Oyunculuk filmin bütününde çok iyiydi. Ama özellikle, Jennifer Lawrence'ın oyunculuğu beni çok şaşırttı. Belki de son on yılın en başarılı romantik komedilerinden sayılabilir. Filmin konusunun bir dram olduğunu varsayarak film bizi bu ağır dramda nasıl güldürebiliyor, akıl sır erdirmek mümkün değil. Senaryosunun da çok özgün olduğunu eklemeliyim.

Günün filmi: Silver Lining Playbook

Günü sözü: Hollywood is a place where they'll pay you a thousand dollars for a kiss and fifty cents for your soul. Marilyn Monroe

Günün müziği: Girl Youl'll be a Woman Soon- Urge Overkill

Bugün de sağlıklı beslenmemizde salatalardan gidelim diyorum.

Günün Yemeği: Portakallı Yengeç Salatası

20130310-165702.jpg

Malzemeler:

1 portakal
6-7 yaprak ıspanak
3 adet yengeç surimi
1 chili biberi
Zeytinyağı
Balsamic sirke
Tuz, karabiber

Salata kabımıza ıspanakları elimizle parçalayıp ekledikten sonra, diğer malzemeleri de doğrayıp ekliyoruz. Zeytinyağı, tuz ve karabiberle bu enfes salatayı tamamlıyoruz.

6.GÜN: Adaletin dağıtılması konusuna gelinince…

sptlt066_1

Aychup Project güne sağlam bir kahvaltı ile başladı, minik mozarella, cherry domates ve light lavaş ekmeği ve tabi ki şekersiz kahve... bedenen ve ruhen yorgun haller gitmeye başladı gibi. Daha hızlı hareket etmeye çalışıyorum... böyle söyleyince bir anda Gargantua'yı hatırladım.

Bugün merhamet, hoşgörü, vicdan ve rasyonalizm konularına biraz değinmek istiyorum. Birçoğumuzun özellikle iş hayatında işin içinden çıkamadığı konular muhakkak vardır. Bu yöneten ve yönetilenler dünyasından, kendimiz dışında başkalarını değerlendirmek durumunda kalabiliriz dahası birçoğumuz bu noktada vicdan işin içine girdiğinden adaletli olmak ister. Adelet aradıkça, vicdan konuşmaya başlar ve tabi ki hoşgörü ve merhamet bir arada kapıya dayanır. Uzun lafın kısası insan adaletli olmayı istedikçe merhamet, hoşgörü ve vicdanın manipülasyonunda rasyonalizmden uzaklaşır ve vereceği herhangi bir karar artık adaletli olamaz. Bu nedenledir ki hukukun üstünlüğü ilkesi günümüzde medeniyetlerin, demokrasilerin temelini oluşturmaktadır. Peki herhangi bir merci de kural koyucu olmanız durumunda merhamet, hoşgörü, vicdan duyumlarınızdan nasıl vazgeçeceksiniz, nasıl tarafsızlaşacaksınız, insan doğası gerçekten özünde adaletli olabilir mi?

Bu soruların birçoğuna ben halen cevap aramaktayım ya siz....

Bakınız: Sir Thomas More- Ütopya; Thomas Hobbes Leviathan

Günün filmi: The Truman Show

Günün Özlü sözü: ''Başkalarının yanlışlarından öğrenmeliyiz, hepsini kendimiz yapacak kadar vaktimiz yok.” G.M

Günün Yemeği: İri Köfte

Bu yemeğe Harput Köftesi de derler. Yine çocukluğumdan unutulmaz bir lezzet. Kendim de sık sık yaparım afiyetle dostlarla paylaşırım.

Malzemeler:

untitled

250 gr kıyma

1 ortaboy kuru soğan

2 tatlı kaşığı salça

yarım demet maydanoz

1 tutam reyhan (isteğe bağlı sevmeyen kullanmayabilir)

1 su bardağı ince bulgur (köftelik bulgur)

Tuz, Karabiber, Zeytinyağı

Büyük bir kaba, kıyma, bulgur, rendelenmiş soğan, 1 tatlı kaşığı salça, doğranmış maydanoz, karabiber ve tuz eklenerek iyice yoğrulur. Daha sonra resimde ki gibi minik köfteler şeklinde yuvarlanır. Serviste kullanılacak porsiyonlar için bir tencerede  kaynar suya bir kaşık domates salçası ve 1 yme kaşığı zeytinyağı katılarak eritilir, iyice kaynamay başladığında suya köfteler atılır yaklaşık 20 dakika hafif ateşte pişmeye bırakılır. Tercihen yoğurtla servis edilmesi tavsiye olunur.

Günü Müziği: The cure 'Killing an Arab

5.GÜN: Soprano’lar ve Varoluşçuluk

chickenexist

Projemizin beşinci gününde hafif bir duraklama, uykusuzluk, yorgunluk belirtileri baş göstermeye başladı. Stres kontrol altında, sakin günler geçmekte, ancak hastaymışcasına sürekli yorgun hissetmek insanın keyfini kaçırıyor...ama tabi ki pes etmek yok...aynen yola devam... Hem bahar geldi yahu! hava değişimi, bir gün poyraz bir gün lodos derken bu darmadağın kafa, belki de değişimin habercisidir kimbilir...

Dün akşam TV'de şöyle bir gezinirken, çok sevdiğim 'The Sopranos' dizisinini 2. sezonundan bir bölüme rastladım ki bahsetmeden edemeyeceğim: Anthony Jr.'ın ergenlik bunalımında varoluşçuluğa ilgi duyduğu bölüm...

Bakınız: The Sopranos and Existentialism

Yahu varoluşçuluk dedik mi söyleyecek o kadar çok şey var ki! Anthony Jr. ile kurduğum büyük empati ise benim ergenlik yıllarıma dayanıyor. O yıllarda varoluşçuluğun felsefe olarak daha ne olduğunu tam bilmeden okumuştum Albert Camus'nün 'Yabancı'sını. Nasıl etkilenmiştim bir bilseniz. Lise çağındaydım, ilk iş Beyoğlu'ndaki sahaflara koşmuş kitabın farklı türkçe çevirilerini de edinmiştim, halen kütüphanemde 'Yabancı'nın birçok farklı basımı ve Camus'nün tüm eserleri bulunur. Hatırlıyorum aynı Anthony Jr.'ın ahkam kestiği gibi bizimkilere ahkam keserdim: 'Hayat koca bir boşluk, neden varız ki?' gibi sorular sorar, verilen cevaplardan tatmin olmayıp olayı 'kimse beni anlamıyor' a getirirdim. Varoluşçuğum ise Albert Camus ile sınırlı kaldı diyebiliriz. Okumasına okudum diğerlerini de ama varoluşçu ünlülerden ne Sartre ne de Simone de Beauvoir, Camus'nün yarattığı etkiyi bırakamadılar bende.  Şiire de ilgim vardı ya da şiirsel romancılara sanki tüm o varoluşçular arasında bir tek Camus anlıyordu beni. Varoluşçu düşünce tüm lise yıllarımda hüküm sürerken bir aralar radikalliğimi artırıp Nietzsche'ye hatta nihilizme fena sardığımı bilirim. Hey gidi günler hey, icq diye bir chat sitesi yeni kurulmuş o dönemlerde genç okurlar bilmezler, benim gibi nihilizmi seven en yakın arakadaşımla nick'lerimiz Nietzsche ve Camus . Varoluşçuluk edebiyatı ile işte böyle geçti yıllar...

Sakın yanlış anlamayın ben varoluşçuluk edebiyatını sevmekten vazgeçmedim ama gerek ailem gerek beni çocukluktan tanıyan arkadaşlarım halen dalga geçerler bizimkisi varoluşçudur diye ama büyüdük yahu!savaşçı varoluşçu duruşumuz kalmadı desek olmaz mı:))

Bugün için film önerim efenim;

Günün Filmi: Le Temps Retrouvé- Raul Ruiz (Kaybolan Zamanın İzinde) Önümüzde ki günlerde Marcel Proust'a da değineceğiz buradan duyuralım...

Aychup projesin'de bugün öğleni,  hafif bir yoğurt çorbası ve pırasa yemeği ile geçirdik akşam yemeği için canım bir süredir chilli con carne çekiyor, ilk defa pişireceğim bakalım nasıl olacak...

Chili-con-Carne

Günün Yemeği: Chilli Con Carne

Benim kafamdaki tarif ve sonucu tam resimdeki gibi;

Malzemeler:

1 orta boy kuru soğan

2 diş sarmısak

2 chilli biberi

1 konserve meksika fasülyesi

1 konserve mısır

4-5 domates rendesi

250gr kıyma

Tuz karabiber

Hazırlanışını şöyle düşünüyorum, kuru soğan, chili biberler ve sarmısağı ince ince doğrayıp tavada çok az zeytinyağı ile çevirip,  kıymayı ekliyorum. Biraz pişirip meksika fasülyesi, rende domates, mısırı ve bir miktar sıcak suyu ekleyip kısık ateşte 35-40 dakika pişmeye bırakıyorum.

Günün Sözü: Without  music, life would be a mistake. Friedrich Nietzsche

Günün Müziği: Kool & the Gang - Jungle Boogie

 

 

4.GÜN: Yıldızlara Açılan Kapı

stargate19941

Günün Filmi: Star Gate 'Yıldızlara Açılan Kapı'

 

Tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgu filmi nedir sorusunu sorsam herhalde birçoğunuz 'Stargate' değil de:)  'Yıldız Savaşları' cevabını verirsiniz. Aslında Yıldız Savaşları kültü bu anlamda kendini bir bilimkurgu filmi olma konusundan da öteye taşımıştır. Düşünün bir, dünyanın neresine giderseniz gidin Star Wars temalı bir t-shirt,  mug , ışın kılıcı :) ve benim hayal gücümün ne yazık ki el vermediği birçok ürün satın alabilirsiniz. Onu bırakın Yıldız Savaşlarından haberi olmayan kalmış mıdır? Öyle ki filmin fan'ları, film karakterlerinin dilleri ile konuşur, filme kendileri gibi herşeylerini vermiş olanlarla arkadaş olur, hatta filmle alakası olmayan 'yeni geleni' ötekileştirip bir nevi kovmaktan beter ederler:) O zaman Yıldız Savaşları'nda baskın bir ideoloji ya da inanç mekanizması vardır diyebilir miyiz?

Konunun beni ilgilendiren kısmına gelirsek George Lucas'ın Yıldız Savaşları ya da Steven Spielberg'in E.T'si gibi daha nice bilimkurgu filmi yönetmeni için uydurulan komplo teorileri. Hollywood'un bilimkurgu, bilinmeyen ve doğa üstüne olan bu ilgisi bakınız sektördeki önemli şahsiyetleri de içine alan kocaman bir komplo teorisine dönüştü. Günümüzde UFO'lara, başka galaksilere, evrenlere hatta ayın karanlık yüzünde ki galaksiler topluluğuna inanan dünyalılar, bu hollywood'lu zatların, halklardan yüzyıllardır gizlenen o 'Büyük Gerçeği' bilip, sakladığına inanıyor. Daha doğrusu filmleriyle 'biz aciz nesilleri farklı bir dünyaya alıştırdıklarını' söylüyorlar... Bilinmeyeni hep merak eden bizler komplo kısmına inansak da inanmasak da hollywood'un yeni bilimkurgularını da zevkle izlemeye devam edeceğiz gibi gözüküyor.

lorlu_ekmekler-600x405

Günü Yemeği: Fırında peynirli yumurtalı ekmek

Yumurta ile ilgili diyetisyenlerin özellikle kollestrolü yüksek olanlar için çekincelerini bilirsiniz, ancak ben 2 günde bir sabah kahvaltısında bir yumurta yemeden yapamayanlardanım, hatta yumurtaya gelene kadar zararlı o kadar fazla şey tüketiyoruz ki lütfen yumurtamızı rahat bırakın da afiyetle tüketelim :) Bugünkü tarifim çocukluğumdan kalma, hafif bir haftasonu kahvaltı önerisi.

Malzemeler:

2 yumurta

Beyaz peynir

Dereotu

kırmızı pul biber

Hazırlık aşaması oldukça basit. Yumurtaları peynirimizin üstüne kırıp ezmeye başlıyoruz. Dereotunu doğruyoruz, isteğe bağlı kırmızı biberimizi ekliyoruz iyiyce karıştırıyoruz ve ekmek dilimlerimizin üstüne sürüp fırına sürüyoruz.

Günün Müziği: Just another day- Brian Eno

Günün Sözü: ''I like the night. Without the dark, we'd never see the stars'' Stephenie Meyer, Twilight

 

 

3.GÜN: I’m a bird with no wings!

RJa3018018

Bugün stresli bir ruh hali içerisindeyim, son 2 günün dinginliği ve huzuru uçup gitmiş gibi...

Aslında AychUp! Projesine başlamamda ki en önemli motivasyonlardan biri 'öfke kontrolü' konusuydu. Günümüzde iş hayatı, stres, gündelik hayat v.s hepimizi olumlu ya da olumsuz etkiliyor. Herkesin verdiği tepki farklı oluyor bana gelince ben bildiğiniz evrim geçiriyorum, stresin tavan yaptığı durumlarda ise önce gözüme bir perde iniyor sonra ise gelsin 'öfke patlamaları'. İlk bu ruh hali ne zaman başladı hatırlamıyorum ancak İlkokul yıllarından beri diyebilirim. Beni tanıyanlar bu duruma alışkın olabiliyorlar beni olduğum gibi kabul edip, sineye çekiyorlar, peki ya tanımayanlar, onların üzerinde nasıl bir ilk etki bırakıyorumdur acaba :)

Demem o ki, Aychup! projesi başarıya ulaşırsa en çok istediğim bu duruma bir son vermek daha doğrusu sadece tatil ya da inzivaya çekildiğim dönemlerde değil genel ruh halimle huzuru hissedip kontrolsüzlük yaşamamak. ''Birkaç gün  önce kemerleri gevşetin ne varsa çıksın dışarı'' dedik, şimdi anladınız herhalde neyi kastettiğimizi.

Up! Felsefesi madde 3: 'Öfkeyle kalkan en çok kendine zararla oturur; bunu bildik, bunu gördük'

Bugünün lezzetine gelince; kırmızı curry  soslu istridye mantarı

Malzemeler:

150 gr. istridye mantarı

1 tatlı kaşığı labne peyniri

Kırmızı curry (toz şeklinde bir yemek kaşığı kullanılanabilir)

limon tuzu

karabiber

PaperArtist_2013-03-03_19-49-00

Tarifine gelince, öncelikle her türlü ızgaranın yanına muhteşem olacağını söylemeliyim. Diğer bir konu ise mantar, istridye mantarı dışında diğer mantar türleri de aynı tarifte kullanılabilir. Mantarlarımızı iyice yıkayıp ince şeritler halinde kesiyoruz. Tavamıza çok az zeytinyağı koyarak ısıtıyoruz, doğranmış mantarları ekliyoruz, mantarlar orta halde pişmiş duruma geldiğinde 1 kaşık labne peynirini ekliyoruz, öğütülmüş limon tuzu, 1 kaşık curry, karabiberi de ekleyip ateşin altını kısıp mantarların biraz daha pişmesini sağlıyoruz. Bu yemeğin labne kısmını yakın bir arkadaşım tavsiye etmişti. Denedim oldukça hafif, ben de sizlere tavsiye ediyorum.

Günün Film Önerisi: Argo 

Günün sözü: '' All generalizations are dangerous, even this one'' Alexandre Dumas (1802 - 1870)

Günü müziği: In a manner of Speaking- Nouvelle Vague

 

2.GÜN: Herşey Yolunda Gibi …

Bugün ilk güne nazaran daha enerjik ve iyi başladı diyebiliriz. Arkadaşlarla yapılan güzel sohbetler ve bir süredir unuttuğum ama çok sevdiğim Californication dizisinin son sezonundan 1-2 bölüm de izleyince keyfim iyice yerine geldi...

Sohbetler derken önümüzdeki bir kaç ay içerisinde iş ve tabiki eğlenceyi de unutmamak lazım, Roma ve Berlin şehirlerine kısa süreli ziyaretlerim olacak gibi gözüküyor. Ben de şimdiden neler yapabilirim nerelerde kalabilirim diye ufak ufak araştırmaya başladım. Nedendir bilinmez Roma'ya gitmeye fırsat olmamıştı. Bu durum bir de 35. yaş günümle birleşince Kutsal Şehir Roma'ya yapacağım bu seyahat beni şimdiden heyecanlandırmaya başladı. Özellikle benim gibi tarihe düşkün biri için bu şehri bunca zamandır görememenin utancına son verme zamanı gelmişti. Roma'dayken fırsat bulabilirsem öğrencilik yıllarımdan, İtalya'da yaşayan arkadaşlarımı da ziyaret etmek istiyorum. Özellikle trenle günü birlik Napoli ve Pompei'ye küçük bir gezi için şimdiden araştırmalara başladım. Birçok arkadaşım Roma'ya ilk seyahat için sadece Roma'nın tadının çıkarılmasında hem fikir ama ben gitmişken Napoli'ye de uğramakta ısrarcıyım. Napoli'den söz açılmışken, inanılmaz bir suç oranının ve kaosun hüküm sürdüğü bu şehre yolculuk az da olsa endişelenmeme sebep oluyor. Özellikle benim gibi Gomorrah'dan haberdar olanlar bunu daha iyi anlayacaklardır.

imagesCATVKW9F

Up! Felsefesi madde 2: 'Süregelen endişe ve kaygı insanı kendi kurdu yapar'

Günün Film Önerisi: Gomorrah

Bugün mutfağımızda birşeyler hazırlayamadık ama yeni keşfettiğim bir tarifi paylaşmak istiyorum yapımı oldukça basit, hafif ve ilk fırsatta denenebilir...

Kabaklı mozarella salatası

Malzemeler:

10 adet Taze Nane yaprakları

2 adet Chili Biberi

1 adet limon

2 adet orta boy kabak

Mini mozarella (tercihen)

Tuz, Karabiber, zeytinyağı

jamie_resized_salad

 

Bu görsel şölenin yapılışına gelince, nane yapraklarını elinizle toparlayıp ince ince kıyıyoruz, 2 ya da 3 adet chili biberinin içindeki tohumlarını çıkarıp ince ince doğruyoruz ve bu iki malzemeyi salata tabağımıza ekliyoruz üzerine yarım limon kabuğu rendesi, limon suyu, tuz, karabiber ve zeytinyağı ekliyoruz sosumuzun hafif ekşi olmasına dikkat etmek gerekiyor. Kabaklarımızı alıyoruz, tercihen farklı cinste ve  renkte kabaklar kullanmak görünüme ve lezzete zenginlik katacaktır ancak tek çeşit kabak da işinizi görecektir. İnce uzun bir rende bıçağı ile kabakların dış kabuğunu salata tabağımıza ince şeritler şeklinde ayırıyoruz. Dikkat edilmesi gereken , kabakların çekirdekli kısmına gelene kadar bu işlemi sürdürmek ve orta kısımlarını salataya dahil etmemek. Servis edilene kadar taze minik mozarellalarımızı salatamıza ilave etmiyoruz. Serviste sularını iyice süzerek ekleyip biraz daha zeytinyağını ve karabiberi gezdirip yavaşça karıştırıp konuklarımıza ya da kendimize :)) sunuyoruz.

Projenin 2. gününde psikolojik açlık boy göstermeye başladı. Karnımdaki gurultuları beynimin yarattığı düşüncesinden yola çıkarak açlığı dindirecek birşeyler bulma yolundayım...

Günün sözü: ''Don't part with your illusions. When they are gone you may still exist, but you have ceased to live.''' Mark Twain (1835 - 1910)

Günü müzği: If you wanna be happy- Jimmy Soul

1.GÜN: Kemerleri gevşetme zamanı…Ne varsa çıksın dışarı!

 

Aychup-Logo

 

Bir yerden başlamak lazımdı. Ben de başladım...Adını da büyük Aychup projesi koydum... Kemerleri gevşetme zamanı, ne varsa çıksın dışarı!

Hayat hoş, dostlar, muhabbet, eğlenceli sofralar, depresif akşamlar, uykusuz geceler derken aynada kendinizle hiç mi hiç uyuşmayan bir görüntüyle karşılaştığınız oldu mu? Peki bu durum kronik bir hal aldı mı? Pazartesi başladığınız diyetler, yine aynı akşam birbirinden güzel bahanelerle sona erdi mi? Binbir zahmet kendinizi inanmaya zorladığınız ya da tutunduğunuz sağlıklı yaşam felsefeleri  ve kaybettiğiniz onca fazlalık dönüp dolaşıp yine sizi buldu mu? Evet diyenler ellerini kaldırsın!

Up' Felsefesi Aychup Projesine inananlar ve evet diyenlerle hadi başlasın...

 

Up! Felsefesi madde 1. Ne yediğinden çok ne kadar yediğin önemli!

AychUp! güncesi 1. GÜN: Yorgun bir haftanın ardından güzel bir haftasonu, yine yataktan kalkan yorgun bir beden. Projenin ilk gününde hafif bir kahvaltı bizi bekler, sahanda tek yumurta, 1 dilim salam, 1 dilim sucuk, 1 çay kaşığı labne, 1 küçük küp beyaz peynir, 1 küçük pastane ekmeği, 1 küçük su bardağı portakal suyu ve şekersiz az sütlü filtre kahve...

Bugünün lezzet tarifi ise Avokadolu kişnişli cherry domates salatası

Malzemeler:

1 olgun orta boy avokado

10 adet küçük cherry domates

1 yemek kaşığı kişniş tohumu

tuz, karabiber, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, üzüm sirkesi

Ve buyrun size az yediğiniz takdirde sizi hem mutlu edecek hem de damağınızı küstürmeyecek bir lezzet. Avokadomuzu çay kaşığının yardımı ile minik parçalarla kabuğundan ayırıyoruz, cherry domateslerimizi ortadan ikiye bölüyoruz, bir yemek kaşığı kişniş tohumu, tuz, karabiber, zeytinyağı ve sirkemizi ekleyip güzelce karıştırıyoruz. Şefimiz küçük porsiyonlar şeklinde bu taze salatayı bir kaç öğün ızgra etimizin yanında hatta güzel bir kadeh şarapla yemenin hiçbir zararı olmadığını söylüyor.

Avokadolu kişnişli cherry domates salatası

Günün filmi: Melancholia

Günün özlü sözü: They always say time changes things, but you actually have to change them yourself. Andy Warhol (1928 - 1987), The Philosophy of Andy Warhol

Günün müziği: What a wonderful world - Louis Armstrong

 

 

 

 

Loading more content...