38.Gün: Kimilerine Göre ‘Muhteşem Rezalet’

ned-and-larry-acupuncture

Aychup Project'te son durum değerlendimesini yapıyorum. Yaklaşık 15 gündür tık yok. Kilo vermemiz durdu. Bunun nedenlerine gelirsek; öncelikle bir hafta İtalya'daydık ve neler yediğimizi sizlerle paylaştık. Miktarı az tutsak da, kalori bakımından oldukça tehlikeli yiyecekler yedik. Döndüğümüzden beri ise, aile, arkadaş ziyaretleri derken, yine evde az yemek pişirerek karnımızı şişirdik. Sonuca gelirsek, 38 günün sonunda 4 kg. verebilmişiz.

Bugün politik dahası taraflı olmamaya çalışarak sizlerle, Türkiye'nin reyting sıralamalarını birincisi 'Muhteşem Yüzyıl' dizisine getirilen eleştiriler üzerine konuşmak istiyorum.

Aslında, bu konudan bahsetmek bugün için pek aklımda yoktu. Ancak sabah gazeteleri karıştırırken, bir habere rastladım ki söz etmeden edemeyeceğim. ,

Malumunuz, Osmanlı Hanedanın mensuplarının birçoğu, halihazırda yurtdışında ikamet etmektedirler. Senede bir iki defa, basında bu hanedan mensuplarına dair, özellikle padişahlarımızın dördüncü, beşinci kuşak torunlarına dair haberlere yer verilir. Ne gibi haberler derseniz, ben en çok vurgu nereye yapılır ondan bahsedeyim, bu hanedan mensuplarının maddi açıdan ne kadar zor dudumda oldukları, yapayalnız kimsesiz oldukları ve tabi ki Türkiye'ye dönmek istedikleri ancak birçok sebeple dönemediklerinden bahsedilir hep.

Bugünün haberine gelirsek, bahsettiğim hanedan mensuplarından biri, tüm hanedanı da içine alarak, Osmanoğlu Ailesinin 'Muhteşem Yüzyıl' dizisini tasvip etmediğine değinmiş. Hatta o dizinin adı 'Muhteşem Yüzyıl' değil 'Muhteşem Rezalet' olmalıydı demiş.

Her zamanki gibi haberi okuduktan sonra, bir süreliğine düşündüm. Hanedan varislerinin, tarihteki bazı gerçeklerle yaratılmış olan, ama senryosu itibari ile tamamen kurgudan oluşan bu diziye düşmanlıklarına ne sebep olabilirdi? Şimdi, varisler, ecdadlarını dikkate alaraK, kendilerinin birinci elden büyük bir tarih bilgisine sahip olduklarını düşünebilirler. Ancak bu kadar korumacı, ve saldırgan olmaya gerek var mı gerçekten?

En nihayetinde mevzu bahis olan bir televizyon dizisi, belgesel değil. Kurmaca olduğundan, seyircinin ilgisini çekmek için birçok unsuru ele almalı, en önemlisi bol bol entrika olmalı, haremdeki ve siyasi arenadaki çekişme hep canlı tutulmalı, aksinin düşünenler güzel bir tarihi belgesel hazırlasınlar, inanın onun da izleyicisi olacaktır. Ama ülkemizde çevrilen büyük bütçeli tarihi filmler (ör. 1453, 1915) koca birer fiyasko. Halihazırda liselerde okutulan müfredat kitaplarının senaryolaştırılmış hallerinden ibaretler.  Dolayısıyla bu işe soyunanla bu gerçeği gözardı etmemeli diye düşünüyorum.

Günün Müziği: David Bowie & Pet Shop Boys - Hallo spaceboy

Günün Filmi: Lost Highway

Günün Yemeği: Zeytinyağlı Taze Bakla

345967439_81f80e5d82

Malzemeler:

1/2 kg. taze bakla

Yarım demet dereotu

1/2 çay bardağı zeytinyağı

1  tatlı kaşığı un

1 bardak su

1 adet soğan

2-3 diş sarmısak

1 adet kesme şeker

Tuz

Baklaları yıkayıp, boylarına göre bölüyoruz. Bir tencerede yağı kızdırıyoruz ve küçük küçük doğranmış soğanları ve sarmısakları, rengi sararana kadar bir miktar tuzla ve şekerle kavuruyoruz. Baklaları ekliyoruz. 10 dk. kadar pişirdikten sonra, 1 bardak suya 1 kaşık unumuzu ekleyip iyice karıştırıyoruz. Karışımı tencereye ekliyoruz. Yaklaşık 50 dakika kısık ateşte pişirin. Yoğurtla ve dereotu ile servis yapın

 

 

 

37.Gün: Adaptation!

tepe

''Adaptation''

Daha öncede duyurmuştuk, arasıra the Aychup! Project kapsamında, eski denemelerimize ve en büyük tutkumuz sinema ve sevdiğimiz filmlere dair paylaşımlarda bulunacağız.

Bugünün filmi; Spike Jonze imzalı 'Adaptation' filmi:

Film vizyona girdiğinde yerli basında dikkatimizi çeken yazılara rastlamıştık ancak Charlie Kaufman’ın senaristliğini yaptığı Spike Jonze’un yönettiği John  Malkovich olmak adlı başyapıta nazaran, eleştiriler önceki eserlerle karşılaştırma niteliğinde olmuş ve özellikle filmin kurgusuyla ilgili, Kaufmann acımasız eleştiriler almıştı.  Adaptation filmini geç bir dönemde izleme imkanı buldum. Öncelikle bu eleştirilerin etkisinde kaldığım ve bu zamana kadar bu güzel eseri görmediğim için kendime kızgınım. Dolayısıyla sinemaseverlere tavsiyem haklarında ne yazılırsa yazılsın ilgilendikleri filmlere her halükarda izleyerek şans tanımaları.

Kaufman, Adaptation filmine oldukça güçlü bir oyuncu kadrosu kurmakla başlıyor. Başrolü Nicholas Cage ve Merly Streep’e verilmesi ise film açısından büyük başarı sağlamış. Her ikisi de kariyerinde karakter oyuncusu olarak ün salmış bu iki oyuncu, bu deneysel dışavurumda, oyunculukları adına devleşiyorlar. Kaufman’ın kendi dışavurumunu yaşadığını itiraf ettiği bu beyaz perde seyretisi, birbirinden oldukça farklı ikiz senaristlerin ( Charlie ve Donald Kaufman) etrafında dönerken bizi filmin en önemli sembollerinden biri olan orkidelerin vahşi dünyasına da taşıyor. Orkideler hakkında oldukça yüklü bir literatüre sahip bu eserde, ender bitki türleri insanlığın kaybolmaya yüz tutmuş değerleriyle özdeşleştiriliyor.

Charlie Kaufman 21. yy’ın kapitalist metropollerinde görülen depresif, antisosyal otuz yaş kuşağının çıktısı olarak karşımıza gelirken, başrol karakterinin sisteme karşı gelgitleri, ikizi vasıtasıyla kendi iç hesaplaşmaları ve dünyayı algılamadaki yetilerin ve öğretilerin unutulduğu bir coğrafya ile seyirciyi hapsediyor.

Günün Müziği: Prince- Purple Rain

Günün Yemeği: Torbada Hindi Yemeği

tavuk_1256663265

Malzemeler:

2 büyük parça hindi but

2 küçük patates

1 orta boy soğan

1 orta boy havuç

1 çay kaşığı un

1 kaşık domates, biber salçası

Tuz, Karabiber

Fırın  torbamıza, unumuzu koyup silkeliyoruz. Havuçları, patatesleri ve soğanı büyük parçalar olarak doğruyoruz. Hindileri tuz, biber ve salça ile ovuyoruz. Torbamızın içine tüm malzemeleri yerleştiriyoruz. Önceden 160 deredece ısıtılmış fırınımızda yaklaşık 40 dk. pişiriyoruz. Torbaya 2-3 iğne deliği açmayı unutmayalım.

36.Gün: Yerin 6 Metre Altında

six-feet-under_163

 

Yerin 6 metre altında dediğimizde; benim kuşağımın ilk aklına gelen 2000'li yılların başına damgasını vuran, HBO yapımı, 'Six Feet Under' dizisidir.

Six Feet Under'la alakalı yazacak ve düşünecek o kadar çok şey var ki nereden başlayayım bilemiyorum.

Bilmeyenler için dizi,  cenaze levazımatçısı olan bir ailenin, birbirinden ilginç aile bireylerinin hayatlarını konu ediyor. Sizi izlerken en çok etkileyen, bence karakter analizleri. Dahası her yeni bölüm, bir ölümle başlar.

Düşünün bir, hayatta bizi en rahatsız eden kavramlardan biri insan ölümü. Yaşam ve ölüme getirilen en güzel yorumlamalardan biri six feet under'da sizleri bekliyor.

Daha Fazla ipucu vermeden, yourumları size bırakıyorum.

Günün Yemeği: F.T.'nin Kısırı

kısır

Malzemeler:

1 bardak ince bulgur

salatalık

sivri biber

domates

maydanoz, nane

taze yeşil soğan

limon

zeytinyağı

nar ekşisi

Püf noktamızı açıklıyoruz. Bulguru geceden kaynar suyla ıslatıp, üstünü geçecek kadar kaynar su ekliyoruz. Üstüne bir kapak kapatıp sabaha kadar bekletiyoruz.  Salça kullanmıyoruz, diğer malzemeleri doğrayıp bolca ekliyoruz.

35.GÜN: TİPİK BİR CUMA AKŞAMI NASIL GEÇİRİLİR?

friday-nite

Bugünün konusundan da anlayacağınız gibi, sizlere tipik bir cuma akşamı nasıl geçirilir onu anlatmak istiyorum...

Gün boyunca, işler yetiştirilmeye çalışılınır, ama kafa hep cuma akşamındadır...

Aslında Cuma akşamı konsepti, beraberinde cumartesi ve pazarı da getirir, bu psikolojik bir rahatlamadır.

Günboyu, cuma akşamınını düşünen genç, öğlen yemek arasında arkadaşlarını arayıp, yoklayarak, kendini cuma akşamı konseptine hazırlar...

Program belli olunca işe devam edilir, ama kafa halen cuma akşamındadır..

İşler geç de olsa biter, eve dönüş yoluna geçilir, kafa bu sefer gece kostümüne gider, acaba ne giysem?

Eve gelinir birşeyler atıştırılır ve hazırlanılmaya başlanır, ve cuma akşamına başlanır...

Bu bahsettiğim tip cuma akşamı 20-30 yaş arası gençlerin sıkça yaptıkları bir döngüdür.

Bir de 30-45 yaş arası gençlere yüzümüzü çevirelim :)

Tüm gün sadece iş güç düşünülür, cuma akşamının farkında bile değildir genç,

Telefonla, program yapmak isteyen arkadaşlarını kibarca reddeder. Ne de olsa takati yoktur çılgın gecelere...

Tüm gün, bir an önce eve gidip koltuğuna yayılıp, istediği TV Programlarını özgürce, kesintisiz izleyebilmenin hayalini kurar. Belki yakın arkadaşları da ziyaretine gelebilir.

Hele hele dost meclisleri yapıp, bol bol sohbet edebilirler. Ne de olsa en güzel dost meclisi Cuma günü yapılır!

Farkı kabul etmeyen ???

Günün Filmi: Desperately Seeking Susan

Günün Müziği: David Bowie - Let's Dance

Günün Yemeği: Acı Biber Turşusu Düzeltme

34. Gün verdiğimiz acı biber turşusuna ilişkin, Antakyalı dostlardan çılgın eleştiriler aldık biz de tarifte bir düzeltmeye karar verdik.

Malzemeler:

Acı Samandağ Biberi (1/2 KG)

Nohut (1 khave fincanı)

Yarım baş sarmısak

yarım demet nane, maydonoz

Tuz, Su

Yapılışıyla ilgili çok gizli formüller öğrendim. Öncelikle biberlerinize uygun orta boy bir kavanoz buluyorsunuz. Suyu kavonozla ölçüyorsunuz. Daha sonra boş kavanoza önce nohutlarınızı yerleştiriyorsunuz. Ardından 1 parmak elma sirkesini ve sarmısakları ekliyorsunuz, başlarını vurduğunuz biberlerinizi baş aşağı koyuyorsunuz. Ölçtüğünüz suyu, 2 yeme kkaşığı tuzla karıştırıp, biberlerin üzerinden döküyorsunuz. Kavanozun en üstüne ise nane ve maydanoz demetimizle kapak yapıp, kavanozumun kapağını sıkıca kapıyoruz. Turşunun olma süresi en az 15 gün, rengi sarıya kaçmaya başladığında anlayın ki turşumuz olmuş.

 

34.Gün: Bahar Mevsimi

spring

Güneşli ve sıcak günler bizi bekler. Bahar mevsimini Aychup Project olarak seviyoruz. Detoks ve sağlıklı beslenme için, özellikle mevsim sebzeleri ve meyveleri düşünüldüğünde oldukça verimli bir mevsim. Düşünün, erik, kiraz, çilek ve kayısı dönemi başlıyor.

Ruh halleri açısından da, insana zindelik ve enerji verdiğinden, zihinlerimize de iyi geldiği söylenebilir.

İş tempomuzda da birçok sektörde yaz sezonu öncesi en yoğun dönem, bahar aylarında yaşanır. Ancak zinde bir beden ve zihinle, bu döneme daha kolay hazırlanabiliriz.

Havalar ısındıkça, ev dışında da daha fazla vakit geçirilmesini tavsiye ediyoruz. Beslenme ve egzersiz dışında, bahar güneşinin, bu güzel mevsim değişiminde, enerjimizi artırıcı bir özelliği olduğu kanısındayız.

Hadi gözlerimizi kapayalım ve yüzümüzü güneşe çevirelim...

Günün müziği: Fool's Garden - Lemon Tree

Günün Filmi: Mediterraneo

Günün Sözü: If we had no winter, the spring would not be so pleasant: if we did not sometimes taste of adversity, prosperity would not be so welcome.Anne Bradstreet

Günün Yemeği: Acı Kırmızı Biber Turşusu

Malumunuz geçen gün turşu yapmak için Samandağ Acı Biberlerinden aldık. İnternette araştırdık ve güzel, pratik bir kırmızı biber turşusu tarifi bulduk. Derhal sizlerle paylaşıyoruz.

kirmizi-biber-tursusuMalzemeler

Acı kırmızı biber

1/2 çay bardağı üzüm sirkesi

4-5 diş sarmısak

Tuz

1 çorba kaşığı zeytinyağı

 

Biberleri fırında  közlüyoruz. Soğuduktan sonra kabuklarını soyarak bütün şekilde kavanoza yerleştirelim. Sarmısakları, tuzu ve sirkeyi karıştıralım, zeytinyağ ile birlikte  biberlerin üstüne dökelim. Kavanozumuzu buzdolabında saklayalım.

33.Gün: Hayat Hoş Mudur? Gerisi Boş Mudur?

 

KX2W0_Z3TC

Nedir dostlar bu söylenti? Efendim, hayat hoşmuşturda gerisi boşmuşturda...

Sizce nasıl?

Ben bu soruya bir türlü tek bir cevap veremeyenlerdenim. Daha doğrusu, bazen hayat gerçektende hoştur ve gerisi de boştur. Ama diğer bir zaman diliminde de hayat hiç mi hoş değildir, yaşananlar da dolayısıyla boş değildir, insanı üzer, geriye de bir güzel travmasını bırakır.

İnsannoğlu'nun son çeyrek yy. da geçirdiği zihinsel evrim malumunuz olmuştur diye düşünüyorum. Doğu felsefelerinin etkileri daha fazla batıda etkin olmaya başladı. İnsanlar sabah uyanıp, bu felsefelerle bedenlerini eğitiyorlar, gün boyu bu felsefeleri araştırıp, okuyup, sohbet ortamlarında başkalarıyla paylaşıp, kişisel eğitimlerine katkıda bulunuyorlar. Akşamları ise tahminimce artık uçuyorlardı.

Fakat bu insan topluluğunun benim ve benim gibilerden en büyük farkı yukarıdaki soruya tam ve net bir cevap verebiliyor olmaları. Sanırım cevabı biliyorsunuz.

Günün müziği: Nirvana - Smells Like Teen Spirit

Günün Filmi: Burnt by the Sun

Günün Yemeği: Aychup Usulü Patlıcan Salatası

20130401_193425

Malzemeler:

2 adet orta boy közlenmiş patlıcan

2 adet kırmızı biber

1/2 beyaz soğan (tercihen kırmızı soğan da kullanılabilir)

7-8 adet farklı  cherry domates çeşitleri

Tuz

Sumak

Zeytinyağı

Nar ekşisi

Patlıcanlarımızı fırında közledikten sonra, kabuğunu sıyırıp, ince ince kıyıyoruz. Doğranmış soğanımızı, biberimizi ve cherry domateslerimizi de ekliyoruz. Sumağımızı ve tuzumuzu katıp, bir yemek kaşığı zeytinyağı ve nar ekşisinden hazırladığımız sosla, patlıcan salatamızı tamamlıyoruz.

 

32.GÜN: FESHANE’DE ANTAKYA BAYRAMI

20130402_165224

Sevgili dostlar; burdan hemen duyurumuzu yapalım. Feshane'de 7 Nisan'a kadar Antakya ve çevresinin yöresel lezzetleri sergileniyor.

Bugün iş çıkışı, aslen Antakyalı yakın bir arkadaşımının teklifine balıklama atlayarak, feshaneye gittim. Güney mutfağı ile aranız nasıldır bilmem, benim özellikle acı biberle, nar ekşisi ve çökelekle aram çok iyidir. Bu bahsettiğim ürünler hemen hemen birçoğu aslında Anadolumuza ait lezzetlerdir. Aychup Project'i düşünerek çeşitli lezzetleri tatmayı ihmal etmedik tabi ki.

Öncelikle İstanbul Hatay Günleri Etkinlikleri bugün başladı ve 7 Nisan'a kadar İstanbul'lulara ziyafet çekmeye devam edecek. Herhangi bir giriş ücreti yok. Arabayla gelmeyi düşünenler arabalarını 100 mt. ilerdeki ispark'a parkedebilirler.

Neler dikkatimizi çekti!

Feshane'ye girişte açık ve kapalı mekanlarda Antakya'nın lezzetleri sıralanmış. Açık alanda, mangallar kurulmuş, kömürde birbirinden leziz kebaplar, dürümler sergilenmekte. Hatta meşhur kağıt kebabını önünüzde  hazırlayıp,  pişirip 10 dk.'da servis ediyorlar. Doğruyu söylemek gerekirse izlemek dışında kebaplara pek ilgim olmadı ancak sevenler kazçırmasın derim.

res1

Açık alanda  benim ilgimi çeken, Sayın Mesut Yar'ın sıklıkla bahsettiği, zayıflatma özelliği olan Samandağı acı biberleri oldu. Denemeye cesaretim olmadı ancak, turşusunun çok güzel olduğunu söylediler ben de yapmaya karar verdim.

res5

Kebapların dışında hamurişleri dikkatimizi çekti. Ucundan azıcık tadına baktık. Gördüğünüz gibi Aychup Porject'te yalan yok. Antakya'nın belki de hamurişinde en meşhur lezzetleri katıklı ve biberli ekmek dedikleri, fındık lahmucuna benzer, ancak ondan biraz daha büyük çökelekli, biberli ve ıspanaklı hamurişleri. Tanesini 2.5 TL'den satıyorlar.

res6

Kısır sever misiniz? Ben taparım. Çocukluğumda annem, anneannem sevdiğimi de bildiklerinden sıkça yaparlardı. Dolayısıyla kısır uzmanı olduğumu söyleyebilirim. Denediğimiz kısır, oldukça taze olmasına rağmen, pek damak tadıma uymadı.

res7

Gelelim kaçırılmaması gereken o lezzete. Antakya künefesi. Hiçbirşey yemeseniz bile sadece künefe yemeye gidin derim. İskenderun'un meşhur Petek Pastanesi hem açık hem de kapalı alanda stand açmış. Antakyalı arkadaşım, iyi künefe yaptıklarını söyleyince bizde künefemizi çatalın ucuyla burda tattık. Gerek peynirinin güzelliği gerekse şerbetini az oluşu ile bizden tam puan aldı.

 

res3

Bundan birkaç sene önce Antakya'ya yolum düşmüştü. Yayladağlı bir mandıradan aldığım peynirlerinin tadı hala damağımda. İç mekana geçtiğimizde bizi Antakya yöresinin süt ürünleri, ev salçaları, baharatları, turşuları, reçelleri, dut şurupları karşılıyor. Dikkat! kendimizi kaybetmeyelim. Ben yayladağ peynirlerinden, yöreye has tulum peynirini denedim ve biraz da ev yapımı salça aldım. Peynirin kilosu 20TL, salçanın ise 15TL.

 

Günün Müziği: .Lana Del Rey - Born To Die .

Günün Filmi: The Pursuit of Happyness

 

31.Gün: Büyük Kaybeden

untitled3

Aychup! Project tam gaz devam ederken, sizlere geçenlerde gazetede rastladığım, şu anda Amerika'da çok popüler olan bir diyetten bahsetmek istiyorum.

Diyetin ismi 'The Biggest Loser' adından da anlaşılacağı gibi, fazla  kilo kaybını öngören bir diyet. Ancak fikrimizce, bu diyeti diğerlerinden ayıran ve Aychup Project'e yakınlaştıran önemli bir husus var. İnsanı çileden çıkaran, psikolojisini bozan, işkence eden cinsten bir diyet değil. Felsefesinde bakın ne deniyor: 'Kendinizi yemekten mahrum bırakılmış hissetmiyorsunuz'. Diyet programının resmi web sitesinde, çok güzel yemek tarifleri de mevcut. Birkaçını Aychup! Project'te deniyelim derim, bakalım sonuçlar nasıl olacak!

Diyette en faydalı ve en çok tüketilmesi gereken gıdaları söylemişler:

Domates, Biber, Avokado, Fasulye, Somon, Yağsız Proteinler, Tam Tahıllar, Yoğurt, Çilek, Kuruyemiş v.b. Sizi bilmem ama, Aychup' Project'te biz bu gıdaları sıkça tüketiyor, keyfimizi bozmuyoruz.

Diyet programında en keyif verici metodlardan biri de günlük bonus 200kcal uygulaması. Bahsettiğimiz miktarın tüketimi diyeti yapanın özgürlüğüne bırakılmış. Günde ekstra  200kcal ne isterseniz onu yiyebiliyorsunuz. Günlük kalori tüketimi ise 1400-1600kcal arası değişiyor.

Günün Filmi: Wuthering Heights

Günün Müziği: Big Girl (You are Beatiful) - Mika

Günün Özlü Sözü: 'Food is an important part of a balanced diet. Fran Lebowitz'

Günün Yemeği: Peynirli Diyet Burger Tarifi

1641

Malzemeler:

50 gr. yağsız dana kıyma (isteğe bağlı hindi kıyma da kullanılabilir)

Bir miktar 'mavi peynir' rokfor ya da gorgonzola

2-3 adet doğranmış kurutulmuş domates

doğranmış 1 diş sarmısak

yarım çay kaşığı kimyon

1 tatlı kaşığı barbekü sos

1 yaprak marul

Tuz, karabiber

1 hamburger ekmeği (tercihen tam buğday düşük kalorili)

Kıyma, k.domates, kimyon, tuz, karabiber, sarmısak ve mavi peynirimizi bir kasenin için yavaş yavaş yoğuruyoruz. Ardından hamburger köftemizi yapıp, fırında yaklaşık 20 dk arkalı önlü ızgara yapıyoruz. Hamburger ekmeğimize yerleştirip garnitür olarak marul ve barbekü sos isteğe bağlı olarak kullanbiliyoruz. Unutmadan ekleyelim bahsi geçen burger 300kcal değerinde.

30.Gün: Home Sweet Home

20130331-214638.jpg

Cümleten iyi pazarlar efendim. Pazar pazar sizlerle biraz gelecek beklentilerimiz, daha doğrusu 'kendini güvence altına alma' konularını konuşalım derim.

90'lardan beri 'birikim kavramı' ülkemizde biraz değiştiğini düşünüyorum. Bilindiği üzere literatürümüze giren 'bireysel emeklilik', 'likit fon' gibi ve benzeri kavramlar ve uygulamalar var. Ülkemin insanı birikim yapmayı düşündüğünde artık öncelikli olarak bu klavuza bakıyor. Kredilenme koşulları, alma konusunda kolay verme konusunda zor. Dolayısıyla insanımız, gayrimenkulde birinci sırada yer alan 'ev sahibi' olma konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor.

Psikolojik açıdan bakarsak, sürekli birikim yapma dürtüsü var ama tatmin edici bir sonuç yok. Sistem kaynaklı düzenli ve uzun süreli borçlandırma metodu, insanları günü gününe yaşamaya ve bilinçaltında 'gelecek güvencesi kaygıları'nın artmasına yol açıyor. Hayat, 'Hisseli Harikalar Kumpanyası' oldu mu? Sorarım dostlar !

Günün müziği: Scissor Sisters - Let's Have A Kiki

Günün Filmi: Nobody Loves Me

Günün Yemeği: Diyet Kabak Tatlısı (Sepet Usulü)

20130331_212020

 

Malzemeler:
Kabak 1/2 kg
Şeker 1/2 kg
1/2 çay bardağı su

İsterseniz daha az şekerli yapabilirsiniz. Ama ben mevcut diyette dışarda yenilecek bir tatlıdan çok evde yenilecek mükemmel bir kabak tatlısını öneriyorum. Aşırıya kaçmamak için porsiyonu da minik tutalım derim.

Kabakları yayvan bir tencereye koyun şekeri üzerinde gezdirin. Suyumuzu ekleyin ve kısk ateşte 1 saat kadar kaynatalım.

29.Gün: Gerçek Mi? Kurgu Mu? Siz Karar Verin

AychUp

 

Tatil dönüşü, The Aychup Project'te son durum değerlendirmesini sanırım herkes merak ediyordur. Son bir haftaki blog yazılarını takip edenler, yediklerimi pek de sağlıklı bulmamış olabilirler. Ancak hem miktarını az tuttuğumuz hem de normalden çok daha fazla hareket ettiğimiz için,  +1 kg. ile göreceli bu sayfayı kazasız belasız kapattık. Projemize kaldığımız yerden devam ediyoruz.

 

 

 

wda1391l

Bugün, hem yerli hem de yabancı TV kanallarında sıklıkla rastladığımız, birçoklarımızın oldukça bayağı bulduğu evlilik programları üzerine bir iki söz söylemek boynumuzun borcu oldu.

'Reality TV' kavramı özünde, kurgu olmayan bir program yayınını hedeflemektedir. Bu konuda bakınız özellikle Avrupa televizyonları kavramın hakkını tam vermekte, izleyenlere çok ilginç dosyalar sunmaktadır. Bu dosyalar derinlemesine belli konuların üzerine gittiğinden, izleyici için, belgesellerde olduğu gibi öğretici programlar olma özelliği de taşır. Diğer bir deyişle izleyiciyi sonrasında konuyla ilgili araştırmaya teşvik eder.

Gelelim bizim ülkemizdeki 'Reality Show'lara; bunlar malumunuz Amerika'daki benzerleri (bakınız: the bachelorette) gibi, evlilik, ruh eşini bulma, gelinler, damatlar kaynanalara karşı türevlerinde kurgu programları olarak karşımıza sıkça çıkmaktadır. Benim en irite olduğum, bir türlü mantık çerçevesine oturtamadığım, evlilik programlarının ise gerek reytingleri ve gerek genel beğeni oranları ile televizyon dünyasında önemli bir yer işgal ettiğini söyleyebiliriz.

Biraz düşünelim... yaşadığımız yüzyılda fiziksel iletişim kurmak daha zor. İnsanlar birbirinden daha uzaklaşmış. Paylaşmak az ve zor, dolayısıyla yakınlaşmak, güvenmek imkansız. İnsanlar karşılarında kendileri gibi gerçek insanlarla sohbet etmek yerine, bilgisayarları ve sosyal medya araçları ile rol oynamayı tercih ediyorlar. Gitgide daha yalnızlaşan insanlardan bahsediyoruz. Yaşadığımız evren, düzen, içinde bulunduğumuz toplumlarda işin içine girince bu yabancılaşma daha da artıyor. Bir de tüm bunların üzerine, tahminimizce yarısından fazlası sosyal iletişim kuramayan bir toplumun bireylerine, yalnızlığınıza çare bulacağız diye meşale yakıyorsunuz. Onların umutlarını, hayallerini kurgulayıp, zihinlerde müstakbel birliktelikler yaratıyorsunuz. Peki size tüm bunlar doğru geliyor mu? Gerçekten, tanımnadığınız, sizin hakkınızda hiçbir fikri olmayan bir yabancının, size çöpçatanlık ederek, tüm dünyanın gözleri önünde, gelecek saadetinizi sağlayabileceğine inanıyor musunuz?

The Aychup Project Madde 5: ''Hayat belli bir kalıpta yaşamak için çok kısa''

Günün Müziği: Nil Karaibrahimgil- Pırlanta

Günün Filmi: My Best Friend Wedding

Günün Yemeği: ABUGANNUŞ

Abugannu

Malzemeler:

2-3 adet patlıcan

2 adet domates

2 adet sivri biber

1 diş sarmısak

1 çorba kaşığı nar ekşisi

zeytinyağı

Tuz

Abugannuş benim doğu mutfağından en sevdiğim lezzetlerden biridir. Özellikle et yanında çok güzel bir garnitür olma özelliği vardır. Yapılışı ise oldukça kolay. Tüm sebzeleri fırında ya da ocakta közlüyorsunuz. Kabuklarını çıkarıp, bıçakla doğruyorsunuz, doğranmış sarmısağı ekleyip,karıştırıyorsunuz. Nar ekşisi, zeytinyağı biraz tuzdan oluşan sosunu ekleyip, servis ediyorsunuz. Tercihen sıcak ya da soğuk yenebilir.

 

Loading more content...