Aychup Project'te son durum değerlendimesini yapıyorum. Yaklaşık 15 gündür tık yok. Kilo vermemiz durdu. Bunun nedenlerine gelirsek; öncelikle bir hafta İtalya'daydık ve neler yediğimizi sizlerle paylaştık. Miktarı az tutsak da, kalori bakımından oldukça tehlikeli yiyecekler yedik. Döndüğümüzden beri ise, aile, arkadaş ziyaretleri derken, yine evde az yemek pişirerek karnımızı şişirdik. Sonuca gelirsek, 38 günün sonunda 4 kg. verebilmişiz.
Bugün politik dahası taraflı olmamaya çalışarak sizlerle, Türkiye'nin reyting sıralamalarını birincisi 'Muhteşem Yüzyıl' dizisine getirilen eleştiriler üzerine konuşmak istiyorum.
Aslında, bu konudan bahsetmek bugün için pek aklımda yoktu. Ancak sabah gazeteleri karıştırırken, bir habere rastladım ki söz etmeden edemeyeceğim. ,
Malumunuz, Osmanlı Hanedanın mensuplarının birçoğu, halihazırda yurtdışında ikamet etmektedirler. Senede bir iki defa, basında bu hanedan mensuplarına dair, özellikle padişahlarımızın dördüncü, beşinci kuşak torunlarına dair haberlere yer verilir. Ne gibi haberler derseniz, ben en çok vurgu nereye yapılır ondan bahsedeyim, bu hanedan mensuplarının maddi açıdan ne kadar zor dudumda oldukları, yapayalnız kimsesiz oldukları ve tabi ki Türkiye'ye dönmek istedikleri ancak birçok sebeple dönemediklerinden bahsedilir hep.
Bugünün haberine gelirsek, bahsettiğim hanedan mensuplarından biri, tüm hanedanı da içine alarak, Osmanoğlu Ailesinin 'Muhteşem Yüzyıl' dizisini tasvip etmediğine değinmiş. Hatta o dizinin adı 'Muhteşem Yüzyıl' değil 'Muhteşem Rezalet' olmalıydı demiş.
Her zamanki gibi haberi okuduktan sonra, bir süreliğine düşündüm. Hanedan varislerinin, tarihteki bazı gerçeklerle yaratılmış olan, ama senryosu itibari ile tamamen kurgudan oluşan bu diziye düşmanlıklarına ne sebep olabilirdi? Şimdi, varisler, ecdadlarını dikkate alaraK, kendilerinin birinci elden büyük bir tarih bilgisine sahip olduklarını düşünebilirler. Ancak bu kadar korumacı, ve saldırgan olmaya gerek var mı gerçekten?
En nihayetinde mevzu bahis olan bir televizyon dizisi, belgesel değil. Kurmaca olduğundan, seyircinin ilgisini çekmek için birçok unsuru ele almalı, en önemlisi bol bol entrika olmalı, haremdeki ve siyasi arenadaki çekişme hep canlı tutulmalı, aksinin düşünenler güzel bir tarihi belgesel hazırlasınlar, inanın onun da izleyicisi olacaktır. Ama ülkemizde çevrilen büyük bütçeli tarihi filmler (ör. 1453, 1915) koca birer fiyasko. Halihazırda liselerde okutulan müfredat kitaplarının senaryolaştırılmış hallerinden ibaretler. Dolayısıyla bu işe soyunanla bu gerçeği gözardı etmemeli diye düşünüyorum.
Günün Müziği: David Bowie & Pet Shop Boys - Hallo spaceboy
Günün Filmi: Lost Highway
Günün Yemeği: Zeytinyağlı Taze Bakla
Malzemeler:
1/2 kg. taze bakla
Yarım demet dereotu
1/2 çay bardağı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı un
1 bardak su
1 adet soğan
2-3 diş sarmısak
1 adet kesme şeker
Tuz
Baklaları yıkayıp, boylarına göre bölüyoruz. Bir tencerede yağı kızdırıyoruz ve küçük küçük doğranmış soğanları ve sarmısakları, rengi sararana kadar bir miktar tuzla ve şekerle kavuruyoruz. Baklaları ekliyoruz. 10 dk. kadar pişirdikten sonra, 1 bardak suya 1 kaşık unumuzu ekleyip iyice karıştırıyoruz. Karışımı tencereye ekliyoruz. Yaklaşık 50 dakika kısık ateşte pişirin. Yoğurtla ve dereotu ile servis yapın
Users feedback ( 2 )