Kaç gündür bekliyoruz. Yazmak istiyoruz, kendimizi tutuyoruz. Aychup günlerini bile durdurduk... Biz Bugünü bekledik efendim, bugün söyleyeceklerimizi bir bir tuttuk, günlerdir içimiz şişti, yaşananların adaletsizliğinden geçtik, yaşanan ve tanık olunan şiddeti bir kalemde söylersek uçup gider diye korktuk, bekledik sabırla...
Dile kolay son bir haftayı beklemek bu kadar zorken, bir 10 seneyi nasıl bekledik bir bilseniz. Sabır taşıymışsınız dersiniz. Aşağılandık, önceleri Atatürkçü olduğumuz için, sonraları laik olduğumuz için, birbirinden iğrenç yakıştırmalara maruz bırakıldık, biz dinsizdik, biz darbeciydik, biz anti demokratiktik, biz 'öteki'ydik. Susturulduk bugüne kadar, anayasal düzene inandığımızdan yasamaya, yürütmeye, yargıya güvendik. Bizi sınıflandırdılar, etiketleri yapıştırdılar, sesi çıkanları hapse tıktılar, yine sessizce bu ülkeye, devlete, anayasal düzene başkaldırmadık. Bekledik haksız yargılamaların çözümünün yine yargıdan geleceğini düşündük. İyimser olmaya çalıştık, provoke olmadık. TAM TAMINA ON SENEDİR İKTİDARIN HALKINI MUHATAP ALMASINI BEKLEDİK...
GEZİ PARKI DİRENİŞİ, bizim ve bizim gibi hissedenlerin patlayışı, on senedir sindirilen, susturulan, tepeden inme yaptırımlarla bezdirilen bir halkın sivil direnişi. Bu direnişin milleti yok, dini yok, meshepi yok, sosyal sınıfı yok, etiketi yok. Bu direnişin açık ve net bir duruşu var #bubirsivildirenis, futbol taraftarından, ev hanımına, öğrencisine, aşırı solcusundan aşırı sağcısına, mavi yakalısından, beyaz yakalısına, bir halkın 'YETER ARTIK' diye haykırışı.
Öyle bir halk ki bu, senelerdir ezilmişliği bir kenara, kendi iktidarı tarafından hala fiziksel ve psikolojik tacize maruz kalıyor. Bugün yediği, içtiği, cinsiyeti, dini, inancı, hakları, dahası çevresel duyarlılığı için yani anlayacağınız insanı insan yapan her hücresi için mücadele veriyor. Çoluk çocuk, anne, baba, kardeş, arkadaş, sevgili, karı, koca herkes tek bir yürek, herkes tek bir ağız. SESİMİZİ DUYAN VAR MI?