Tatil dönüşü, The Aychup Project'te son durum değerlendirmesini sanırım herkes merak ediyordur. Son bir haftaki blog yazılarını takip edenler, yediklerimi pek de sağlıklı bulmamış olabilirler. Ancak hem miktarını az tuttuğumuz hem de normalden çok daha fazla hareket ettiğimiz için, +1 kg. ile göreceli bu sayfayı kazasız belasız kapattık. Projemize kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Bugün, hem yerli hem de yabancı TV kanallarında sıklıkla rastladığımız, birçoklarımızın oldukça bayağı bulduğu evlilik programları üzerine bir iki söz söylemek boynumuzun borcu oldu.
'Reality TV' kavramı özünde, kurgu olmayan bir program yayınını hedeflemektedir. Bu konuda bakınız özellikle Avrupa televizyonları kavramın hakkını tam vermekte, izleyenlere çok ilginç dosyalar sunmaktadır. Bu dosyalar derinlemesine belli konuların üzerine gittiğinden, izleyici için, belgesellerde olduğu gibi öğretici programlar olma özelliği de taşır. Diğer bir deyişle izleyiciyi sonrasında konuyla ilgili araştırmaya teşvik eder.
Gelelim bizim ülkemizdeki 'Reality Show'lara; bunlar malumunuz Amerika'daki benzerleri (bakınız: the bachelorette) gibi, evlilik, ruh eşini bulma, gelinler, damatlar kaynanalara karşı türevlerinde kurgu programları olarak karşımıza sıkça çıkmaktadır. Benim en irite olduğum, bir türlü mantık çerçevesine oturtamadığım, evlilik programlarının ise gerek reytingleri ve gerek genel beğeni oranları ile televizyon dünyasında önemli bir yer işgal ettiğini söyleyebiliriz.
Biraz düşünelim... yaşadığımız yüzyılda fiziksel iletişim kurmak daha zor. İnsanlar birbirinden daha uzaklaşmış. Paylaşmak az ve zor, dolayısıyla yakınlaşmak, güvenmek imkansız. İnsanlar karşılarında kendileri gibi gerçek insanlarla sohbet etmek yerine, bilgisayarları ve sosyal medya araçları ile rol oynamayı tercih ediyorlar. Gitgide daha yalnızlaşan insanlardan bahsediyoruz. Yaşadığımız evren, düzen, içinde bulunduğumuz toplumlarda işin içine girince bu yabancılaşma daha da artıyor. Bir de tüm bunların üzerine, tahminimizce yarısından fazlası sosyal iletişim kuramayan bir toplumun bireylerine, yalnızlığınıza çare bulacağız diye meşale yakıyorsunuz. Onların umutlarını, hayallerini kurgulayıp, zihinlerde müstakbel birliktelikler yaratıyorsunuz. Peki size tüm bunlar doğru geliyor mu? Gerçekten, tanımnadığınız, sizin hakkınızda hiçbir fikri olmayan bir yabancının, size çöpçatanlık ederek, tüm dünyanın gözleri önünde, gelecek saadetinizi sağlayabileceğine inanıyor musunuz?
The Aychup Project Madde 5: ''Hayat belli bir kalıpta yaşamak için çok kısa''
Günün Müziği: Nil Karaibrahimgil- Pırlanta
Günün Filmi: My Best Friend Wedding
Günün Yemeği: ABUGANNUŞ
Malzemeler:
2-3 adet patlıcan
2 adet domates
2 adet sivri biber
1 diş sarmısak
1 çorba kaşığı nar ekşisi
zeytinyağı
Tuz
Abugannuş benim doğu mutfağından en sevdiğim lezzetlerden biridir. Özellikle et yanında çok güzel bir garnitür olma özelliği vardır. Yapılışı ise oldukça kolay. Tüm sebzeleri fırında ya da ocakta közlüyorsunuz. Kabuklarını çıkarıp, bıçakla doğruyorsunuz, doğranmış sarmısağı ekleyip,karıştırıyorsunuz. Nar ekşisi, zeytinyağı biraz tuzdan oluşan sosunu ekleyip, servis ediyorsunuz. Tercihen sıcak ya da soğuk yenebilir.