Welcome to WordPress. This is your first post. Edit or delete it, then start writing!
Welcome to WordPress. This is your first post. Edit or delete it, then start writing!
11.07.2015 Aychup! tekrar yayında....
Aslında hep yayındaydık da işte tembellik mi diyelim, yoğun gündem mi bilemedim, farkında olmadan yazmayı bırakmışız...
Değişik bir giriş yaparak bugünün GEREKSİZ bulduğum haberlerini şöyle tarayalım diyorum.
İlk haber Wimbledon Tenis turnuvasından geliyor, Serena Williams vs. Maria Sharapova. Bu iki başarılı tenisçi yarı finalde karşı karşıya gelmişler, tüm dünya nefesini tutmuş, kendini maç heyecanına kaptırmış, kim kazanacak diye bahis üstüne bahis yaparken, malum bizim basınımızın o kendine has üslubu, olaylara farklı bakış açısı bir kez daha maça damgasını vurmuş.
Serena da, Maria da aynı adama aşık ! Bak adam Bulgarmış, tenisçi, yakışıklı mı yakışıklı, Serena'yı bir anda bırakmış hop Maria'ya geçiş yapmış. Serena evde ağlamış ağlamış, kendine gelememiş, hatta bir rivayete göre ''yakın çevresine'' kalbimi çok kırdı demiş bu jön tenisçi için, sonra terapi merapi az buçuk toparlamış bizimkisi. Dahası gelin görün ki bu iki hatun Wimbledon'da tüm bunların üstüne bir de karşı karşıya gelmesin mi! Bizim basın koşmuş gitmiş tabi maça, mikrofonu uzatmışlar sarışına. O yine samimi üslupları ile soruyu patlatmışlar, Maria ne düşünüyorsun Serena ile maç için? Malum sevgilisini çaldın kızın bir de üstüne yenip cümle aleme rezil mi edeceksin?
Anladınız değil mi? The Aychup Project olarak bu tarz haberlerden dolayı gazete okumaktan bildiğiniz soğuduk!
Unutmadan bir tane daha haberimiz var, biz yayına bir süre ara vermiştik ya, o arada dünya İŞİD'le tanıştı. Fazla yoruma gerek yok, habere geçelim. İŞİD'in yeni hedefi piramitler ve sfenksmiş. Duyuru yapmışlar bunları yok etmek caizdir diye. Adamlar kıllarını kıpırdatmadan yarattıkları bu medya danışmanlarına şaşırıyorlardır. Ben şahsen inanılmaz buluyorum, her taşın altında İŞİD, İŞİD şunu yaptı, bunu yaptı, bunu yapacak. Bir düşünün tüm dünya basını İŞİD'den hiç bahsetmemek ve yayın yapmama üzerine bir ortaklığa gitse, malum örgüt ne kadar daha varlığını sürdürebilir. Hatta bazen öyle haberler oluyor ki İŞİD şunu da yapabilir diye, bildiğiniz adamlara fikir veriyorlar...
Evet gelelim klasikleşen günün 'özlenenler'ine
Günün Kitabı: Kadınların Tarihi (Georges Duby)
Günün Müziği: The Troubles- U2
Hey dostlar,
Söze nereden devam edelimi düşüneli çok olmuştu ama ne yazık ki başlayamamıştık bir türlü.
Şu günlerde herkes ben dahi geçmişten konuşuyor, geçmişteki güzel günlerden, anılardan, dostluklardan hatta aşklardan. Söylemedi demeyin Aychup! Felsefesinde geçmişte takılıp kalınmışlığa hiç mi hiç yer yoktur. Düşünün bir, inancınız ne olursa olsun bir nedenden varız, siz, biz, onlar. Bu varoluş nedenimizle de bir şeyler yaşıyoruz. Herkesin isyanı olaylar ve sonuçlar birbirini tutmadıkça ortaya çıkıyor. Doğrudan söylemek gerekirse insanın istediği gibi olmadıkça niye bu yaşanmışlık hikayesi deniyor. İşte ben bu noktada o farkındalılık mertebesine erişilmediği kanaatındayım. Çünkü hayatımızda olan herşeyin gerçekten bir nedeni var.
Gelelim diğer konuya, herkesin kendine ait 'keywords' ları olduğunu kabul edersek bizimkisi 'farklı', 'alternatif', 'özgün' gibi birbirine benzer kelimelerden oluşurdu herhalde. Şöyle bir etrafımıza baktığımızda da bir arkadaşımız diğerine benzemiyor, biri diğerini andırmıyor diye düşünmeden edemiyoruz. Böyle çok mu çok mutluyuz.
Çağdaş klonlara, tıpkısının aynılarına özenenlere de bu sözler küçük bir ders olur diyerek;
Günün Müziği: Guns N' Roses-Back Off Bitch
I'm back bitches! (bu da bilindik bir film karesi :))
Bugün, akşam ajansını dinliyoruz, ilginç bir haberle karşılaştık. Daha doğrusu haberin sonuna yetiştik, bir grup turist 124 yaşındaki bir dedeyle fotoğraf çektiriyordu. Daha sonra dedeyle sohbete başladılar. Dedemizin bilinci açık, konuşması mükemmel, o an bende orada olmak istedim. Soracak ve onun anlatacağı o kadar şey vardı ki!
Dede merhaba, nasılsın? Çoluk, çocuk nasıllar? Maşallah, maşallah...
Dede Bak! ne diyeceğim! Sen 1. Dünya Savaşı'nda savaştın mı?
Osmanlıca biliyor musun?
Kurtuluş Savaşı'nı anlatsana biraz...
2. Dünya Savaşı'nda neler yapmaktaydın?
Bu sorular ilk aklıma gelenler, ama bir konuşmaya başlasak laf lafı açardı herhalde ve neler öğrenirdik neler. Sözlü tarih ben buna derim!
Bugün The Aychup Project!'te yeni bir beslenme evresine girdik. Protein ağırlıklı besleniyoruz. Takipçilerimizden ilgilenenler olur diye paylaşalım dedik:
Sabah Kahvaltısı:
1 domates, 2 sivribiber, 1 y. kaşığı zeytinyağından oluşan menemen,1 dilim peyaz peynir,6 adet yeşil zeytin,1 dilim diyet esmer lavaş,limonlu şekersiz çay
Öğle Yemeği:
4 adet minik ızgara kanat tavuk, naneli yoğurtlu semiz otu salatası, 1 dilim diyet esmer lavaş
Ara Öğün:
Latte ve 8 adet tuzsuz badem
Akşam Yemeği:
Yine 4 minik parça ızgara tavuk ve yanında enfes haşlanmış, zeytinyağı, limon soslu fesleğenli kuşkonmaz!
Aralarda bol bol su içmeyi ihmal etmiyoruz.
Canım babam doğum günün kutlu olsun!
Bugünkü günün filmin,i yüzbininci kez izleyip de seçiverdik aslında. Türkçesiyle, İhtiras Rüzgarları diyelim, sizlerde hemen, Brad Pitt'in o muhteşem oyunculuğunu hatırlayın. Kimilerine göre, Pitt'i meşhur yapan filmdir aynı zamanda. Fazla söze gerek yok. Güzel bir cumartesi akşamını bitirmek için birebir. Haydi sinema zamanı!
Günün Filmi: Legends of the Fall (1994)
Günün Müziği: Aretha Franklin - Respect [1967] (Original Version)
Günün Özlü Sözü: ''I learned that you have to have faith in the music''- Christine Anderson
Dağı taşı altın mı desek, ne desek bilemedik, Berlin fun'lığımızı enteresan bulan dostlarda olacaktır muhakkak, ancak doğruya doğru, şehrin hal ve gidişatından çok memnunuz.
İşte yeni keşfimiz:
Günün restaurantı: DasWins
Günün Yemeği: Madalyon ve lime aromalı holandez soslu kuşkonmaz